Ahhh Helen Keller. Dünyaya iz bırakmış isimlerden birisi olmasının yanında yaşamındaki kahramanlık olayları ile de sonraki nesle örnek olmuş bir aktivisttir aynı zamanda. Üstelik henüz daha bebeklik çağlarında başlayan körlük, sağırlık ve dilsizlik ile pek çok şey başarmış öncü bir idoldür.
Evet arkadaşlar, Helen Keller daha 19 aylık iken ateşli bir hastalık geçirir. Ve bu hastalık sonucunda o zamana kadar sağlıklı bir bebek olarak nefes alan Keller hayatına sağır, dilsiz ve kör olarak devam eder. Gerçekten şu an dünyanın ve tıbbın geldiği noktayı ayakta alkışlamak geliyor insanın içinden. Ne kadar da fazlaymış zamanında bebek ölümleri ve tedavisi olmayan hastalıklar. Ne yazık ki Helen Keller de tıbbın çaresiz kaldığı hastalığı sonucunda bazı duyu organlarını yitirmiştir. Ancak bu belki de onu günümüzde hatırı sayılır önemli isimler arasında olmasına neden olmuştur. Her şeye inat yaptıkları ve başardıkları ile yaşamanın gayesini bizlere yıllar sonra bile veren bir idol haline gelmiştir.
Helen Keller; 27 Haziran 1880 yılında ABD’nin Alabama eyaletinde dünyaya gelmiştir. Amerikan iç savaşı döneminde gazeteci olan babası orduda görev almıştır. O sırada Keller, annesinin kollarında mutlu bir bebeklik sürüyordu. Taa ki o hastalığa kadar. Birden bire yakalandığı ve birkaç gün boyunca minik Helen’i etkisi altında tutan ateşli hastalık minik bebekte tedavisi olmayan izler bırakmıştır. Hastalığı geçirmeden önce minik Helen birkaç kelime etmeyi öğrenmiş. Ancak sonrasında bildikleri de gördükleri de içinde hapsolmuş ☹
Her ne kadar Helen Keller bebekken bazı duyu organları kaybetmiş olsa da kendi kendine geliştirdiği bazı işaret teknikleri ile ihtiyaçlarını ebeveynlerine anlatabiliyormuş. Buradan da kendisinin ne denli zeki bir çocuk olduğunu anlayabiliyoruz. Helen Keller, tam 5 dil öğrenmiştir. Ayrıca bunun yanında usta bir satranç oyuncusudur. Hobileri arasında da yüzmek ve kano kullanmak olan Keller, yazmış olduğu makaleler ile kendisi gibi engelli olanlara yardımcı olmaya çalışmış yardımsever ve naif bir isimdir. Helen Keller, ailesi tarafından devamlı desteklenen ve onun iyiliği için pek çok şeyi yapmaya çalışan ebeveynler olmuştur. Helen daha küçük bir çocuktan körler ve sağırlar okuluna gitmiştir. Ancak ne yaparsa yapsınlar Helen birkaç anlaşılmayan ses çıkarmanın yanında bir adım dahi yol alamamıştır. Helen Keller’in hayatındaki en önemli insanlardan olan öğretmeni Anne Sullivan, onun eğitim öğretim hayatı boyunca elini hiçbir zaman bırakmadı, kendi gözleri de canlılığını yitirene dek.
1904 yılında resmi olarak artık eğitimi bitmiş olsa da Helen Keller ömrü boyunca pek üniversite ve okuldan onursal doktora dereceleri almıştır. Helen üniversite okurken hayatını yazmaya karar verir. Kullandığı tek kelime olan “su” ile yola koyulan Helen, Hayatımın Öyküsü kitabını 1903 yılında yayınlamıştır. Sosyalist düşünce akımını benimseyen Helen Keller, öğretmeni Anne Sullivan ile dünyanın çeşitli yerlerini gezerek konuşmalar yapan önemli bir aktivist haline gelmiştir. Tüm bunların yanı sıra 1918 yılında Helen Keller’e Hollywood’tan film teklifi gelmiştir ve Helen’in hayatını anlatan bir film çekilmiştir.
Dünyada olan bitenlerle yakından ilgili alan Helen Keller, kadın ve işçi hakları savunucu olarak da dikkat çekmiştir. Helen Keller’in hayatı ve mücadeleleri hakkında pek çok kitap yazıldı, film hazırlandı ve tiyatro oyunları oynandı. En büyük isteklerinden biri diğer insanlar gibi konuşmak, gülmek, okumak olan Helen, mesajlarını yazmış olduğu kitaplar ve yaptığı önemli etkinlikler ile dünyaya duyurmuştur. Azimli, istekli ve tam bir savaş ruhlu olarak hayatına devam etmiş olan Helen Keller, ardından hatırlanmasına neden olan pek çok olay ve iz bırakmıştır.
1968 yılında 88 yaşında iken kendi evinde hayata veda eden Helen Keller’in cenazesine dünyanın çeşitli yerlerinden insanlar katılmıştır ve büyük bir saygı ile ebedi yolculuğuna uğurlanmıştır. İçinde bulunduğu durum şartlarının olumsuzluğuna rağmen çalışmaktan ve üretmekten asla elini çekmemiş olan Helen Keller, 20. Yüzyılda en kalabalık cenaze töreni ile dünyadan ayrılmıştır. Keller’in hayata bakışını anlatan önemli bir cümlesi ile yazımızı noktalamak isteriz;
“Bir mutluluk kapısı kapanırsa, mutlaka başka bir mutluluk kapısı açılır. Ancak, bizler çoğunlukla kapalı olan kapıya baktığımızdan bizim için açılmış olan yeni kapıyı göremeyiz.”
Helen Keller’in yazmış olduğu önemli eserler;
- Yaşadığım Dünya,
- Öğretmen Anne Sullivan
- Benim Dinim,
- Sonraki Yaşamım,
- İyimserlik.
Bizler sayfamızda böylesine önemli bir ismi sizlere hatırlattığımız ve tanıttığımız için mutluluk duyduk. Umarız sizler de Helen Keller’in azmi ve yaşama sevinci ile dolar, dünyaya önemli izler bırakırsınız. Şey tabi bu bizim için de geçerli 😊
