İLHAMIN VE ACI BİR AŞKIN KADINI; FRİDA KAHLO

Frida Kahlo ismini duymayan, bilmeyen ya da hakkında az da olsa bilgi sahibi olmayan yoktur. Dünya üzerinde eserleriyle iz bırakmış olan, adı her ülkede bilinen, acının ve ilhamın kaynağı olan o isim ünlü ressam Frida Kahlo. Hayatı kitaplara konu, filmlere senaryo olmuş o güzel kadın.

Frida Kahlo ressamdır ancak sanat yönünün yanında devrimci kişiliği ile bir döneme iz bırakmış feminist de bir savaşçıdır aynı zamanda. Kahlo, 6 Temmuz 1907 yılında Meksika’da dünyaya gözlerini açmıştır. Ancak o bir devrimci dedik ya doğum tarihi 1907 yılı olmasına rağmen Meksika devriminin gerçekleştiği tarih olan 1910 yılı olarak doğum tarihini değiştirmeyi isteyecek kadar da cesur bir kadındı. Frida Kahlo bilinen adı olsa da ünlü ressamın tam adı satırlara sığmayacak uzunlukta; Magdalena Carmen Frida Kahlo Calderon. Profesyonel sanat hayatında ve sosyal hayatta Frida olarak anılmayı tercih etmiştir.

Kahlo’nun hayatı acılarla geçmiştir. Bu acı hayat sanatına yansımış, ruhunda izler bırakmış ve ilerleyen yaşlarla yaşadığı evlilik ile de hasarlı bir kalp ile dünyaya gözlerini yummuştur. Frida Kahlo, henüz daha 6 yaşındayken geçirmiş olduğu çocuk felcinden dolayı bir bacağı sakat kalmıştır ve bu sakatlığı ona “tahta bacak” lakabının takılmasına neden olmuştur. Üstelik henüz daha 6 yaşındayken. Ancak ünlü ressam öyle azimli ve güçlü bir ruha sahiptir ki adına takılan yakıştırmalarla barışık bir halde hayatına devam etmiş ve o dönemin en iyi eğitimini veren Ulusal Hazırlık Okulu’na giderek sanat, edebiyat, felsefe gibi alanlarla eğitim almıştır. Azmi ile dikkat çeken Kahlo henüz daha okurken anarşist edebiyat gruplarına üye olarak sesini çıkarmaya, duyurmaya ve savaşmaya başlamıştır. Ancak ne yazık ki geçireceği trafik kazasının tüm hayatını etkileyeceğini henüz bilmiyordu.

Sağlık Sorunları ile Savaşırken Dünyaya Azmi Gösteren Kadın

Frida Kahlo, 1925 yılında okuldan dönerken bindiği otobüsün kaza yapması sonucunda bacağına saplanan ve leğen kemiğinden çıkan bir demir çubuk ile bir daha tam anlamıyla toparlanamamak üzere hastaneye kaldırıldı. Zaten çocukken geçirdiği çocuk felcinden kalan izler, bunun üzerine 32 defa geçirdiği ameliyatlar ünlü isme altından kalkması imkansız acılar yaşatmıştır. Aylarla hastanede kaldı, sayısız ameliyat geçirdi, binlerce ilaç kullandı. 1 ay hastanede kaldı ve taburcu edildi ancak yaşadığı bedensel sorunlar ne yazık ki onu yatağa mahkum etti. İşte bu dönemlerde resim yapmayı öğrendi ve yatağının tavanına yaptırdığı devasa aynaya bakarak otoportre çalışmaya başladı. Kahlo resim yapmaya yatağında, sağlık sorunları ile uğraşırken aynaya bakarak yapmıştır. İşte bu tam anlamıyla bir azmin öğretisidir.

Eserleri piyasaya sunulan ve beğenilen Kahla, yakın zamanda birçok arkadaş edinmiştir. Bu arkadaşlar dönemin önde gelen devrimci ve sanatçılarıdır. “Kadife Elbiseli Kadın” adlı ilk otoportresi ile yavaştan sesini duyurmaya başlayan Frida, fotoğrafçı Tina Modotti ile arkadaş oldu ve buruk bir aşkın mimarı eşi Diego Rivera ile tanışmasının ilk adımları atılmaya başlandı. Tina, Frida’yı Diego ile tanıştırdı ve aralarında kısa sürede bir aşk doğdu. Frida’nin ilk Diego’nun ise üçüncü evliliği böylece gerçekleşmiş oldu.

Aşk Mıdır Acı Veren Yoksa Sadakat Midir Acıyı Dindiren?

Hayatı bedensel ve ruhsal sorunlarla geçen, hastanelerde aylarca kalan ve bacağı kesilen Frido bir de üzerine eklenen kalp acısıyla savaşmak zorunda kalmıştır. Kendisi gibi ressam olan Diego ile evlenen Frida eşinin sadakatsizlikleri ile savaşmak zorunda kalmıştır. Eğlendiği, görüştüğü kadınlar ve eşine sadakatsizliği Frida’nın Diego’dan boşanma kararı almasına neden olmuştur. Ancak her ne kadar ayrılmış olsalar da 1 yıl sonra iki çift yeniden hayatlarını birleştirmiştir. Ne dersiniz; aşk mıydı Frida’yı Diego’ya bağlayan yoksa ızdırabı dindirme yöntemi mi?

Ayrı kaldıkları dönemde Frida’nın da flörtleri olmuştur. Özellikle Rus devrimi denilince akla ilk gelen isimlerden olan Lev Troçki ile yaşadığı aşk en bilinenlerdendir. Ancak Troçki’nin eşinin bu ilişkiyi öğrenmesi sonucu Frida ilişkisini sonlandırmıştır. Bu dönemde yeniden Diego ile yakınlaşan Kahlo, ikinci kez olarak yine Diego ile evlenmiştir. Evliliğinde aradığı mutluluğu bulamayan Frida, üzerine eklenen ciddi sağlık sorunları nedeniyle ömrünün son yıllarını büyük buhran ve acılar içinde geçirmiştir. Yaşadığı acılar onu yıldırmamış tam tersine dünyanın en güçlü kadınları arasına adını yazdırmıştır. Çünkü hem resimlerini yapmaya ve ses getirmeye devam etmiş, bu resimlerden paralar kazanmış ve bunun yanında öğretmenlik yaparak verdiği derslerle ayakta kalmayı başarmış bir isimdir Frida Kahlo. Ömrünün son demlerine kadar evinde verdiği derslerle gençlere yeni şeyler öğretmeye gayret etmiştir.

Frida’nın Son Yılları

Frida, 13 Temmuz 1954 yılında akciğer ambolisi nedeniyle hayata veda etmiştir. Ölmeden önce sağ bacağı kesilen Frida, yaşadığı acılar nedeniyle ölmeden şu cümleyi kurmuştur; “çıkış yolunun güzel olacağı ve asla geri dönmeyeceğimi umarım.”

Frida’nın yaşadığı ev olan Mavi Ev’de hala külleri muhafaza edilmektedir. Ancak Mavi Ev 1955 yılında eşi Diego tarafından devlete bağışlanmıştır. Ve günümüzde eşyaları ile birlikte bu ev müze olarak kullanılmaktadır. Çok genç yaşta henüz daha 47’sinde hayata veda eden Frida Kahlo, ardında ses getiren resimlerini, ilham olan hayatını, acılarını ve büyük aşkını bırakmıştır. Yaşadığı süre boyuncu vazgeçmeyen, savaşan ve üreten bir isim olan Frida, pek çok kadına da ilham kaynağı olmaya günümüzde de devam etmektedir. İlhamın Meksikalı adı olan Frida, umarız ki uyuduğu yerde acı çekmiyordur.

Default image
Otomatik Portakal

Leave a Reply