Taç Mahal’in Yüreklere Kazınan Hikayesi

Taç Mahal, gezginlerin, turistlerin kısacası herkesin görmek istediği herkesin ilgisini çeken bir yapı. Peki Taç Mahal’in ihtişamlı görüntüsü altında hüzün bir aşk hikayesi yattığını biliyor muydunuz? Ahh aşk, kimisine destan yazdırır, kimisine dağ deldirir, kimisine de dünyada iz bırakacak bir yapı yaptırır. Nelere kadirdir üç harften oluşan bu minicik kelime. Şimdi hep birlikte Taç Mahal’in yüreklere kazınan hikayesini dinleyelim.

Taç Mahal; Hindistan’da bir anıt mezardır. 1631 – 1654 yılları arasında Agra şehrinde inşa edilmiştir. Yapımı 23 yıl süren bu görkemli yapı, islam mimarisi dendiğinde akla ilk gelenlerdendir. Kubbeleri, minareleri, el işçiliği ile farklı birçok yapıya ilham olan Taç Mahal, her yıl Hindistan’ın ziyaret edilmesine neden olan en önemli faktörlerden biridir. Hikayesi ise buruktur yüreklerde yer eden. Babür imparatorluğunun 5. Hükümdarı Şah Cihan’ın o çok sevdiği eşi Ercümend Banu Begüm yani bilinen adıyla Mümtaz Mahal için yaptırdığı mezardır burası. Her ne kadar bu anıt Mümtaz Mahal için yapılmış olsa da Şah Cihan da vefat ettikten sonra buraya gömülür. Yani iki aşık Taç Mahal’de yan yana yatarak ebedi dünyada aşklarına devam etmektedir.

Mümtaz Mahal, Şah Cihan evlendikten sonra bu ismi alır. Anlamı da “dünyalar kraliçesi”dir. Esasında Şah Cihan’ın Mümtaz Mahal’den önce iki eşi daha varmış ancak hiç birisini Mümtaz Mahal kadar sevmemiş zaten ikisiyle de aşk uğruna evlenilmemiş. Ancak Mümtaz Mahal, Şah Cihan’a hem hayatında hem işinde öyle çok şey katmış ki, Şah Cihan’ın da aşkı adeta eşine taparcasına coşmuş. Oldukça birbirine düşkün iki eş olan Şah Cihan ve Mümtaz Mahal, seferlere de birlikte çıkarlar. Mümtaz Mahal, her anlamda eşine sonsuz destek olur. Birlikte vakit geçirmekten fazlasıyla hoşlanırlar. Birlikte güler, eğlenir, hoş sohbetler eder ve elbette seferlere giderlermiş. Şah Cihan eşine devlet meselelerini de danışırmış ancak Mümtaz Mahal pek de düşkün değilmiş politika ve devlet işlerine. Ancak zaten bu sevgi ve bağlılık sayesinde Babür imparatorluğu Şah Cihan döneminde en parlak yıllarını yaşamış. Sevginin gücünün devlete de nasıl yandığının en güzel göstergesidir Şah Cihan’ın aşkı.

Mümtaz Mahal, yine eşi Şah Cihan ile sefer sırasındayken sancısı gelir ve doğum yapılır ancak doğum esnasında ne yazık ki Mümtaz Mahal hayatını kaybeder. Hayata gözlerini yumduğu yerde güzel bir bahçe içine gömülen Mümtaz Mahal’in cenazesi 6 ay sonra Agra’ya taşınır. Ve Şah Cihan güzel eşi için göz kamaştırıcı bir mezar yaptırmaya karar verir. Ancak bu kararı almak onun için de kolay olmamıştır. Mümtaz Mahal vefat ettikten sonra koca imparator adeta hayata küser. Saraydan ve hatta odasından bile neredeyse çıkmaz. Devamlı hüzünlü, devamlı ağlayan ve eşini özleyen bir imparator. Acısı öyle derinmiş ki Şah Cihan’ın neredeyse hayattan bile elini çekmek ister. Ancak büyük kızı sayesinde tekrar hayata tutunmaya çalışır çünkü kızı babasını o halde görmeye dayanamaz ve ısrarları sonucunda babasını gerek odasından gerek depresyondan çıkarmayı başarır.

Şah Cihan’ın acısı bir nebze dindikten sonra eşi Mümtaz Mahal için bir mezar yaptırmak ister. Bu acıyı mimarinin seçkin bir örneği ile göstermeyi amaçlar. Aynı zamanda eşine de saygı ve aşkını temsil edecek bir yapı olmalıdır. Taç Mahal gibi…

Taç Mahal işte böyle büyük bir aşkın ve hüznün hikayesinin barındığı bir anıt mezardır. Pek çok kaynakta Şah Cihan ve Mümtaz Mahal’in aşkı anlatılır. Kalemler hep onlar için oynamıştır kağıtlar üzerinde. Aralarındaki aşk ve sevgi dillere destan olmuştur neredeyse.

Taç Mahal’in yapımı, bahçe ve çevre düzenlemeleri ile birlikte toplam 23 yıl sürmüştür. Çünkü her açıdan güzel her açıdan büyüleyici bir güzellikte olması gerekiyordu bu mezarın. Şah Cihan bunun için dünyanın çeşitli yerlerinden pek çok usta ve mimar getirmiştir Hindistan’a. Her kim hangi alanda ustalaşmış ise o konuda Taç Mahal yapımında yer almıştır. Kimisi kubbede, kimisi süslemede, kimisi kakmada ustadır. Hiçbir masraftan kaçınmaz Şah Cihan. İstanbul’dan da kubbe ustası getirtmiştir Agra’ya Taç Mahal için. Mimari kimdir bu anıtın her kaynak farklı bilgiler veriyor olsa da kabul gören isim Üstad Ahmet’tir.

Taç Mahal’in Mimari özellikleri de tıpkı hikayesi gibi etkileyicidir. Mermerleri parlak ve mavi ince damar içerir. Türbenin minareleri de aynı mermerden yapılmıştır. Tıpkı yerden 82 metre yükseklikte olan kubbe gibi. Kubbenin üzerinden altından yapılmış bir alem yer alır. Büyük bir dikdörtgen avlu içinde yer alan Taç Mahal, 33 metre yükseklikteki taç kapıları ile 75 metre yüksekliğindeki anıt kubbeyi çevrelemektedir. Şah Cihan ve Mümtaz Mahal’in sandukaları üst katta kubbenin altındadır. Ancak lahitleri alt katta bulunmaktadır. Ayrıca Taç Mahal’in en dikkat çeken özelliklerinden biri de, yüz binlerce akik, sedef ve firuze ile süslü duvarlarında aynı zamanda 42 zümrüt, 142 yakut, 625 pırlanta ve 50 adet inci yer almasıdır.

Böylesi hüzünlü bir aşka ve özellikleri bulunan Taç Mahal, dünyanın yedi harikasından biridir. Aynı zamanda da 1983’te UNESCO dünya mirasları arasına katılmıştır. Ölmeden önce görülmesi gereken yerler arasında yer alan bu yer sadece bir anıt mezardan çok daha ötesidir.

 

Default image
Otomatik Portakal

Leave a Reply